DÜŞÜNCE ÇEŞİTLERİ
Düşünceyi, kategorize etmek oldukça zor. Çok yönlü ve değişik platformlarda, birbirine değmeyecek, sonuçlar çıkabilir. Ancak, bazı şeylerin anlaşılabilir olması için, bilinen şeyleri modelleyerek düşünce çeşitlendirebilir.
Düşünce çeşitleri:
- Seri Düşünce
- Paralel Düşünce
- Kuantum Düşünce
Seri Düşünce
Düşüncenin birinci kademesi, seri düşüncedir. Seri düşünce, genelde, sınıflandırılmış bilgilerle gerçekleşen düşüncedir. Hiyerarşik bir düşünce tipidir.
Sınıflandırılmış bilgiler, özellikle okul yıllarında, kitap dizini anlayışıyla kazanmış olduğumuz bilgilerdir. Bilgiler, basamaklar halinde belirlenmiş ve bir sıra takip edilerek verilmektedir. Seri düşünce dizini, bir düşünce haritasındaki kanyonlara benzetilebilir. Bu kanyonlara girenler, kanyon içinde akmakta olan nehirlerin üzerinde belirli ve sınırlı bir yol takip etmek zorundalar. Akışın yolu sınırlıdır. Nerede hızlanacağı, nerede yavaşlayacağı bellidir. Nerelerin riskli, nerelerin geniş ve rahat olduğu da bellidir. Bu nehre düşen bir sandalın, yol haritası bellidir. Nehir ya denize ulaşacak ya da bir baraja takılıp kalacak ya da nehrin kuruması ile karaya saplanıp kalacaktır. Seri düşünce için bir başka model de, elektrik direkleridir. Seri düşünce, ardı sıra dizilen elektrik direklerinin bir tel ile birbirine bağlanması gibidir. Tel üzerindeki elektrik akımı sıra takip eder ve tetikleme sonucu bir noktadan sona doğru hareketlenir. Eğer direklerden biri yıkılırsa, elektrik akımı kesilir. Bu düşünce sisteminin en büyük eksikliği, tek yönlü ve tek bir hat üzerinde olmasıdır. Tek hat, bir seçenekli, zorunlu takip edilecek yol demektir.
Paralel Düşünce
Düşüncenin ikinci kademesidir. Paralel düşünce de sınıflandırılmış bilgilerle gerçekleşen düşüncedir. Seri düşünceden tek farkı, birbirine paralellik gösteren bir değil, birden fazla yol olmasıdır. Düşünce kanyonunda yer alan nehrin bir veya daha fazla kollara ayrılmasını modellersek, her bir kolun uzunluğu, debisi, genişliğinin azaldığı veya arttığı yerler, bellidir. Nehre bırakılan sandalların, takip edeceği yollar sınırlı ve belirlidir. Hiyerarşik bir düşünce tipidir. Paralel düşünce, bir önceki düşünce tipinin örneğinde olduğu gibi aynı elektrik hattından birden fazla olması durumudur. Burada da iletim, tek yönlüdür. Düşünce, bir noktadan beslenir, belirlenmiş bir yoldan akar.Tercih edilen yola göre gideceği rota belirlidir.
Kuantum Düşünce
Düşüncenin üçüncü ve en gelişmiş kademesidir. Şehirdeki telefon şebekesi buna örnek gösterilebilir. Beyinde düşünceyi meydana getiren her türlü uyarım birbiriyle haberleşmektedir. Bir akımın tek bir yönünden bahsedilemez.
Günümüzde telefon hatları, birden fazla iletime imkan verebilecek seviyeye gelmiştir. Fiber optik kablo ile birden farklı iletimin aynı kablo içerisinde gerçekleşmesine imkan tanımaktadır. “Adsl” olarak adlandırılan sistemde bir kablo üzerinde hem telefon görüşmesi yapılmakta hem de bilgisayarların internete bağlanabilmesi sağlanabilmektedir. Gönderilen akımlar, birbiri üzerinden birbirini değiştirmeden geçebilmektedir.
Kuantum düşüncede, dış uyarım sonucunda, beyin, aynı anda binlerce nöronu tetikleyebilmekte ve birbirinin etkisini arttıran dev bir enerji oluşabilmektedir. Nöronlar birbiriyle ilişkilendirildiklerinden, akım birden fazla yolla nöronları tetiklemektedir. Kuantum düşüncenin şiddeti, bir futbol maçı sırasında hep bir ağızdan söylenen sloganların, çalınan ıslıkların ses şiddetine benzetilebilir. Bu düşüncede öğrenilenlerin, bir çok öğrenilenle ilişkisi kurulabilecek, kavram bellek düzeyinde öğrenme gerçekleşebilecek, unutma da zorlaşacaktır.
Kuantum düşünce, kuantum planlamayı gerektirir.
Örneğin, bir sanayi kuruluşu, üretim yaparken hem iyi bir mal üretmeyi, hem malını pazarlamayı, hem işsizliğe çareleri, hem de sağlık hizmetlerinin iyileştirmesini eş zamanlı, eş önemde düşünebilir, planlayabilir, uygulamaya koyabilir. “Sanayi kuruluşları kar yapmak için vardır, sosyal meselelerle ilgilenmezler” mantığı, düşünce sistematiğinin alt hali olan seri düşünceye örnek gösterilebilir.
Günümüzde Kuantum Düşünceye paralel, kuantum şirketler, kuantum planlardan söz edilmektedir. Kuantum düşünce, bir olaya farklı açılardan, taraf tutmadan, bakabilmeyi gerektirir. “Bağımsız olabilme, bağımsız yaşayabilme eşiğini” geçemeyen insanlar, yaşadıkları çevrede, güven içinde olmak için, bir gruba dahil olmayı tercih etmektedir. Bu tercih, onları birey olmaktan uzaklaştırmaktadır. Bu insanlar kutuplaşmaktadır, taraf tutmaktadır. Doğru ve yanlışı ayırt etmek yerine, kendilerine yakın olan, aynı gruptan olanların yanında, tarafında olmaktadırlar. Bu tür yaşantısı olanlar, düşünce üretiminde bulunamazlar. Kuantum düşünemezler.
Yaşanılan çevrenin özellikleri, bu çevre içinde yaşayan insanların düşünürken kullandıkları düşünce biçimini, çerçevesini de belirlemektedir. Yüksek düşünce gücüne ulaşmak isteyenler, kendilerini bağlayan, onları düşünce tutsağı haline getiren zincirlerden kurtulmak zorundadırlar

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder