OKUL YILLARI
Çocuklarınız veya çevrenizdeki çocuklar sizin geçtiğiniz yollardan geçecekler. Sizin öğretim hayatınızı gözden geçirin, sorgulayın. Belki bir yerlerde hatırlayacaklarınız bir başkası için kılavuz olacak, herkesle paylaşın.
Daha fazlasını öğrenmek için okul
Okul, tüm aileler için, kutsal bir yerdir. Zamanı geldiğinde, her anne ve baba, büyük bir ihtimamla büyüttüğü çocuğunu, okula, öğretmene teslim eder. Bebekken, başkalarının kucağına vermekte zorlandığı çocuğunu, onlarca çocuğun bulunduğu bir ortama hem de tek başına bırakacaktır.
İlk yıl için var olan bu sihir, daha sonraki yıllarda yerini, başka bir şeye bırakacaktır; Müdahaleye.
Çocuk, ebeveyn için üstün insan olmalıdır. Her sorulana bilgisayar gibi cevap vermelidir.
Üstün insan, üretilebilir. O halde bu zorlanmalıdır.
Ne yazık ki, bundan sonraki seneler, öğrenmenin azap olduğu senelerdir.
Hayata, mutlu olmaya, mutlu olmak için öğrenmeye hazırlanmak yerine, bir başkasından önde olmanın mücadelesi başlamıştır.
Öğrenme, yerini, sorulan sorulara doğru cevap vermeye bırakmıştır. Varsa yoksa, sorulan sorulara doğru cevap vermek. İşte, okulda, öğrenmede, okumada, başarıda, yani bir öğretim için gerekli olan her şey, sadece sorulan sorulara “doğru cevap” verme halini almıştır. Bu dönemler, yanlış şeylerin yapıldığı senelerdir. Çocukların öğrenme hevesi şekil değiştirmiştir. Öğrenmek, anlamak, haz duymak, araştırmak, ilgi duymak, ortadan silinmiştir.
Tüm bu olanların sonunda yapılanlara bir ad vermek gerekirse buna “öğrenme” denilemez. Öğrenmenin son aşamasında oluşan tek şey “haz duymak” tır. Burada öğrenme ve haz duyma arasında ilişkilendirme bile yapılamaz.
Şimdi gerçekleri bir tarafa bırakarak, olması gereken öğrenme üzerinde değerlendirmelerde bulunalım;
Öğrenme, kişinin bir faaliyetidir. Öğretim ile öğrenme yan yana gibi görünürler, ancak, aynı şeyler değildirler. Yaşam kalitesi için öğrenme gereklidir.
“ Edebiyat dersindeyiz. Öğretmenimiz Necla hanım getirmiş olduğu romanı okuyor. Hepimize ödev vermişti. Roman okunacak ve özeti çıkarılacaktı. Sınıftaki arkadaşlardan bir kısmı ödevini yapmamıştı. Bu güzelim romanı okumamışlardı. Ben, roman okumayı çok seviyorum. Adeta romanın içine giriyorum, okumuyorum, romanın içinde yaşıyorum. Gelecek hafta sınav olacak. Sınavda mutlaka roman ile ilgili sorular sorulacak. Ben yine bildiklerimi yazacağım, onlar da kopyalarındakilerini. Hepimiz geçer not alacağız.
Ama ben onlardan bir fazlası olacağım, çünkü, öğreneceğim.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder