Anlamak
Haz duymanın birinci basamağı, anlamaktır. Anlama sağlandığı sürece, öğrenme olmasa bile, kişi yeni bir şeyler öğrenmeye motive olacaktır. Öğrenciler için anlama, öğrenme kadar önemlidir. Okullarda yapılan öğretim, planlı olduğundan, öğrenme basamaklarında anlamayı sağlayacak detaylara yer verilmelidir. Sınıf içinde sorulan “Anlamadığınız bir nokta var mı?” sorusu, istediğimiz ortamı, yani öğrenme ortamını sağlamakta herhangi bir katkı da bulunmaz. Bu soru sonrası, anlamadığını söyleyen öğrenci için, yapılan şey tekrar etmektir. Bu şartlarda yapılan tekrarın da öğrenmeye katkısı yoktur.
Anlamak ve öğrenmek arasında doğrusal bir ilişki vardır ancak, anlamak öğrenmek demek değildir. Okuldaki öğrenmeler bilişsel alan öğrenmeleri olduğundan tekrar ile pekiştirmenin yeni deyimi ile DNA değişiminin sağlanması gerekir.
Anlama temelleri ailede verilmelidir. Çocuk, önce, anne ve baba tarafından anlaşıldığını bilmelidir. Çocuğun sorduğu her soru karşılığında, çocuğu tatmin edecek ve doğru olan bir açıklama yapılmalıdır. Açıklama yapılırken de yukarıdan bakan bir eda ile açıklama yapılmamalıdır.
İdeal iletişimde duyu organlarının eşit yükseklikte olmasına gayret edilmelidir. Her açıklama, çocuğun, bütünden parçalara, parçalardan bütüne düşünebilmesinin temel kodlarını verecektir. “ Büyüyünce öğrenirsin” deyişi asla kullanılmamalıdır. Çünkü, büyümek ve öğrenmek her zaman doğru orantılı ifadeler değildir. Çocuk bir taraftan büyümüş ancak, öğrenmemiş insanları görmekte, bir taraftan da zaman ile öğrenme arasında anlamsız bir ilişki kurmak zorunda kalmaktadır. Çocuğun karşılaştığı her şey, o zaman diliminde anlamlandırılması gereken şeylerdir. Soru sorulduğuna göre, çocuk onu fark etmiştir. Demek ki anlama zamanı gelmiştir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder